Menüsküs Nedir?
Menüsküs dendiğinde halk arasında sadece dizde bir rahatsızlık gibi algılanabilmektedir. Oysa menüsküs vücutta uyluk kemiği ve kaval kemiği arasında yer alan yastıkçıklara denir. Hem sadece bir tane de değildir. Menüsküsler iki dizde de bulunan birisi içte diğeri dışta olmak üzere iki adet sert kıkırdak yapısında dokudur. Yani vücutta toplamda 4 adet bulunmaktadır.
Menüsküs problemi sadece futbolcularda var sanılır oysa genelde sporcuların sık karşılaştığı bir problemdir, gündelik hayatta da birçoğumuzun başına gelebilmektedir. Ağır yük taşıyanlar, ayakta iş yapanlar, yoğun olarak ev işleriyle uğraşan ev hanımları ve yaşlılar menüsküs yırtılması ile karşı karşıya kalabilmektedir. Genellikle vücut ağırlığının aniden tek bir tarafa verildiğinde olabilen bu tip yaralanmalar, bazen diz çökme, çömelme ve ağır yük kaldırma gibi basit hareketlerde bile ortaya çıkabilmektedir. Diz üzerine düşme, trafik kazalar, dize gelen tekmeler bu tip yaralanmalara neden olmaktadır.
Gövdenin diz üzerinde dönmesi sonucu gerçekleşen yaralanmalar ise futbolcuların özellikle bu oyundaki ayak oyunları sırasında oluşmaktadır. Bu tip durumlarda genellikle ayak yerde sabitken vücut diz üzerinde döner ve çalım atma sırasında yaralanma gerçekleşir.
Kayak esnasında denge kaybı ve ayak takılması ile vücudun diz üzerinde kontrolsüz bir şekilde dönmesi de bu rahatsızlığa sebep olmaktadır. Öte yandan zamanla insanlar yaşlandıkça vücutta oluşan deformasyonlar ve özellikle yaşlılarda görülen bu gibi durumlarda dize gelen en ufak bir darbe bile sağlam menisküslerin yırtılmasına ortam hazırlamaktadır.
Hastaların ilk şikayetleri genelde dizlerde ağrı, şişlik ve sertliktir. Merdiven inip çıkarken, oturup kalkarken veya yokuş inip çıkarken dizlerde oluşan ağrılar menisküste oluşan hasarın ilk belirtileridir. Sonraki aşamada dizlerdeki ağrıya ek olarak kilitlenme problemiyle karşı karşıya kalıyor. Oturup kalkarken dizlerde gerçekleşen takılmalar, akabinde dizin belli bir konumda kitlenmesine ve sonrasında da dizlerde boşalma hissine neden oluyor.
İlk safhalarında fark edilen menüsküs tedavisi, ameliyata gerek kalmadan gerçekleştirilebiliyor. Ancak ilerleyen safhalarda hastaların menüsküs ameliyatı olması zorunlu hale gelebilir.
Menüsküs nasıl tedavi edilir?
Tedavi yöntemi, yaralanma ve yırtıkların büyüklüğüne göre değişir. Akut durumlarda menüsküs olan yere buz kompres yapılması, dizin vücuttan daha yüksek bir yerde tutulması ve istirahat, tedavi için önemlidir.Dizlerde yaşanan ağrı ve takılmalar hastaların günlük hayatını kısıtlar.Şikayetler oluştuğunda, vakit kaybetmeden hastaya tanı konulmalı ve uygun tedaviye başlanmalıdır. Aksi takdirde günlük aktivitelerle birlikte hastaların spor faaliyetleri de sekteye uğrayabilir.
Ayrıca tedavi edilmeyen yırtıklar, eklemlerde ve kemiklerde aşınmaya neden olarak erken yaşta "gonartroz" adı verilen diz kireçlenmesine sebep oluyor. Gonartroz, diz ekleminde oluşan kıkırdak kaybına verilen addır. Halk arasında kireçlenme olarak bilinir ancak sanıldığı gibi bir birikme değil, tam tersine kayıp söz konusudur. Artroz sözcüğü, artro (eklem) ve oz (hastalık) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkmış olup Türkçe karşılığı eklem hastalığıdır. Bu sorunların önüne geçmek için kullanılan tedavi yöntemleri ise egzersiz ve ilaç tedavisi ile cerrahi tedavi olmak üzere iki ana başlıkta ele alınmaktadır.
Menüsküs için Egzersiz ve İlaç Tedavisi
Hafif yırtıklarda muayene ve tanı işlemlerinin ardından doktorun önerdiği ilaç ve egzersizlerle menüsküslerde oluşan hasar giderilebiliyor. Bu egzersiz ve ilaçların yanı sıra hastaların belli bir süre istirahat etmesi gerekiyor.
Menüsküs fizik tedavi ile iyileştirilebilir olduğunda, doktorun vermiş olduğu egzersiz programına sadık kalmak iyileşme sürecinde büyük bir önem taşıyor. Aksi takdirde düşük dereceli yırtıklar ilerleyerek cerrahi tedavi gerektirebiliyor. Fizik tedavinin etkili olması içinse en az 1,5 aylık bir egzersiz planına ihtiyaç duyulabilir.
Artroskopi Nedir?
Menüsküs ameliyatlarında gelişen teknolojidir. Artroskopi denilen özel bir teknikle hastaların dizlerine çok küçük delikler açılarak, bu deliklerden içeriye kameralı optik bir cihaz sokulur. Cihazın görüntülediği alan ekrana yansıtılarak, hasarlı bölge net bir şekilde görülebiliyor. Eskiden uygulanan açık ameliyatların yerini alan artroskopide yara izi ve lekesi oluşmuyor. Ayrıca bu teknolojik yöntem, hastanın kısa süre içinde ayağa kalkabilmesine ve günlük aktivitelerine zaman kaybetmeden geri dönebilmesine olanak sağlıyor. Kesi atılmadan yapılan işlemlerden sonra hastaların pansuman derdi olmuyor. Hastaların büyük bir çoğunluğu ameliyat sonrası fizik tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşiyor.
Önder Akgün
Form Assist Genel Koordinatörü