Kadınlarda PMS ve Beslenme
Premenstrual sendrom yani PMS, 20. yüzyılın ortalarına doğru tanımlanmıştır. PMS’in ilk kayıtları Antik Yunan’da rastlanmaktadır. PMS farkındalığı ilk kez Hipokrat tarafından ürperme, yorgunluk ve başta bir ağırlık hissetme ile menstruasjon başlangıcı olarak gözlenmektedir. 1931 yılında Dr. Frank, premenstrual dönemde yaşanan aile içi anlaşmazlıklara ve aşırı mutsuzluğa dikkat çekmekte ve bunun hormonlarla ilgili olduğunu ifade etmektedir. PMS, adet döngüsünde (menstrual siklus) yer alan ve adet kanamasının başlamasıyla birlikte düzelen fiziksel, davranışsal ve duygusal bozukluklardır.
Sinirlilik, ağlama, depresif ruh hali, konsantrasyonda azalma, gerginlik, anksiyete, unutkanlık, huzursuzluk, şiddete eğilim, yalnız kalma hissi, memelerde büyüme ve hassasiyet, vücutta ödem, kilo alımı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, ciltte akne oluşumu, aşırı susama, kas ve eklem ağrısı, yorgunluk, aşırı uyuma veya uykusuzluk, baş dönmesi, iştahta artma ve azalma PMS’te görülen ruhsal, fiziksel ve davranışsal belirtilerdir.
Adet döngüsüne bağlı hormonal dalgalanmalar, iştah kontrolü ve yeme davranışını etkileyebilmektedir.
PMS özellikle bazı besin ögelerinin tüketiminin artması ile ilişkilendirilmektedir.
- Çay, kahve, gazlı veya alkollü içecekler, çikolata, şekerli besinler ve süt öne çıkan besinlerdir.
- Çay, kahve, gazlı içeceklerin kafein açısından zengin olduğu göz önünde bulundurulmalı ve meme hassasiyeti, uykusuzluk ve sinirlilik artışının azalması için tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Alkol tüketiminin PMS’te baş ağrısına ve ruh hali değişimlerine iyi geldiği düşünülse de uzun süreli alkol tüketiminin semptomları artıracağı bildirilmektedir.
- Çikolata tüketme isteği adet öncesi dönemde artmaktadır.
- Çikolata ve adet döngüsünün yakından ilişkili olduğu ve menopozda çikolata tüketiminin azaldığı görülmektedir.
- Çikolata isteğinin artmasının nedeni içerisinde bulunan magnezyum ve serotonine duyulan ihtiyacın ve kişiye verdiği haz duygusu olduğu belirtilmektedir.
- Süt tüketimi ve PMS ilişkisine bakıldığında, süt tüketiminin semptomlara iyi geldiği ve iştah artışını azalttığı söylenmektedir ancak kişinin süte karşı bir intoleransının olmaması gerekmektedir.
- PMS’te yağ ve karbonhidrat ihtiyacının fazla olduğu bilinmektedir. Kişiler bu ihtiyacı karşılayabilecekleri alternatif besinlere yönelmelidir.
- Omega-3 desteğinin ağrılar üzerinde olumlu etkisi olduğu bilinmektedir.
- Özellikle yağ asitlerinin depresyon, anksiyete, şişkinlik ve konsantrasyon yetersizliği gibi semptomlarda azaltma sağladığı belirtilmektedir.
- B grubu vitaminlerin tüketimi PMS’te serotonini artırarak kişinin mutlu hissetmesini sağlamaktadır.
- D vitamini yetersizliği çeken kadınların PMS döneminde daha fazla semptom gösterdiği görülmektedir.
- E vitamini, memede şişkinlik ve hassasiyet üzerinde etkilidir.
- Kalsiyum, yumurtlama dönemindeki östrojen hormonu ile ilişkilidir ve kalsiyum östrojen dalgalanmasını düzenlemektedir.
- Magnezyum, çinko, demir, sodyum ve potasyum tüketimin yeterli olması durumunda PMS semptomlarında azalma ve belirtilerde hafiflemeler görülmektedir.
- Tüm dünyada kadınların PMS dönemlerinde yaşamlarının olumsuz etkilendiği, iş ve sosyal hayatlarında problemler yaşadıkları bilinmektedir.
- PMS belirtilerini azaltmak için doğru beslenme programı uygulamak ve egzersiz yapmak önerilmektedir.
Dyt. Meltem Pınar YILDIRIM
Form Assist Diyetisyeni